+10 344 123 64 77

15 Mart 2012 Perşembe

Duygusal Zeka (EQ - EI) ve İş Yaşamı

Yaşam ve çalışma şartları günden güne değişiyor ve kimileri için zorlaşıyor. Farklı organizasyon yapıları, yüksek stres seviyeleri ve belirsiz ekonomik dinamikler; şirketlerin “aranılan zeki personel” bakış açılarını da değiştirmeye başladı. Bu yazıda çok da yeni olmayan EI (Emotional Intelligence – Duygusal Zeka) tanımına ve careerbuilder’ın bu konuda yaptığı araştırmaya kısaca değineceğiz.

eq

Duygusal Zeka (EI), Amerikalı psikologlar Peter Salovey (Harvard Üniversitesi) ve John Mayer’in (New Hampshire Üniversitesi) 90’lı yıllarda ortaya attıkları bir kavramdır. EI bir insanın kendisine veya başkalarına ait duyguları anlama, sezinleme, yönetme ve yönlendirme yetisi, kapasitesi ve becerisinin ölçümü olarak tanımlanmaktadır. EI aynı zamanda, kişinin kendi duygularını tanıyan, kendine güvenen, iç motivasyonunu sağlayarak yenilikçi olmanın ötesinde, kişinin elde edeceği farkındalığı toplumsal boyuta da taşıyarak başkalarıyla olan çok yönlü ilişkilerinde liderlik özelliklerini kullanabilmesine yardımcı olan etkili bir faktördür.


duygusal-zeka

Careerbuilder’ın 2011 yılında 2600 üst düzey yönetici ve İK (İnsan Kaynakları) uzmanı ile yaptığı ankete göre bir çalışanın işe alınmasında ve işinde yükseltilmesinde EI çok daha kritik bir faktör haline gelmiştir. Katılımcıların %59’u yüksek IQ’lu fakat düşük EI’lı bir adayı kesinlikle işe almayacaklarını belirtmişlerdir. Katılımcıların %75’i, yükseltilmesi düşünülen personelin yüksek EI’lı olanlardan seçildiğini ve yüksek IQ’nın ikinci sırada tercih nedeni olduğunu söylemişlerdir.

Katılımcılar EI’ın neden IQ’dan daha önemli olduğunu aşağıdaki şekilde açıklıyorlar;

  • (Yüksek EI’lı) Çalışanlar baskı altında çok daha sakin kalabilmektedirler. 
  • Çalışanlar çelişkileri efektif çözmede daha başarılıdırlar. 
  • Çalışanlar birlikte çalıştıkları takım arkadaşlarına daha çok empati kurabilip, duruma uygun hareket edebilirler. 
  • Çalışanlar yaşanmış örnek vakalar üzerinden liderlik etmeye çalışırlar. 
  • Çalışanlar çok daha dikkatli iş kararları vermektedirler. 
  • Çalışanlar hatalarını kabul ederek, hatalarından ders çıkartırlar. 
  • Çalışanlar konuştuklarından daha çok veya en az konuştukları kadar dinlemeyi bilirler. 
  • Çalışanlar eleştirmekten çekinmezler.

Sonuç olarak şirketlerin işe alımlarda yüksek duygusal zekalı (EI) çalışanlara öncelik verdiği ve bu çalışanların sonraki iş hayatlarında bu yetenekleri sayesinde daha kolay yükseldikleri ortadadır. Aynı zamanda şirketler çalışanlarının bu yeteneklerini ortaya çıkartmalarına yardımcı olacak eğitim olanaklarını arttırmalı ve onlara gerekli insiyatifleri vermelidirler.

Kaynaklar
Deniz KILINÇ | Yazılım Müdürü

0 yorum:

Yorum Gönder